Kalktım gittim ilim meclisine, ilim irfan geride kalmış, ille edep ille edep!

Archive for the ‘tartışma’ Category

LAİKLİK VE İSLAMİYET

İlk etapta laiklik kavramını açıklayarak yazımıza başlayalım bir tanımını yapalım ben satırlarca yazı yazarak laikliğin tanımını yapmayacağım herkesin bildiği kitapların laik ve laikçilerin yaptığı laiklik tanımını yapacağım bu tanımda şudur laiklik devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrılması işlemidir. Peki bu tanıma göre laiklik dinsizlikmi demekteir? Hayır laiklik dinsizlik demek değildir laiklik sadece din işlerinin devlet işlerinden ayrılmasıdır isteyen yine dindar olabilir. Ama devletin dinden soyutlanmış hali bir başka değişle kafirun suresindeki gibi ‘sizin dininiz size benim dinim banadır’(Âyet 6) ifadesi aslında laikliği açıklar ‘devlet işleri ey devlet sana din işleride ey din sanadır kimse kimsenin işine karışmasın’ manasındaki ifadedir. Devlet dinden soyutlaşınca ve din işlerine karışmayınca dinsizleşecektir devlet dinsizleşince ise din işlerine bütçe ayırmayacaktır çünkü devlet laik devlet din işlerinden devlete ne din işlerine bütçe ayırmayınca diyanet bakanlığı yani diyanet işleri din işleriyle devlet tarafından görevlendirilmiş bir nevi bakanlık statüsündeki kurum faaliyetine devam edemeyecek ve kapanacaktır diyanet işleri kapanınca camilerde ezan sesi yükselmiyecek birkaç gönüllü Müslüman çıkarsa camiyi açar ezan okur namaz kıldırtırsa kıldırtacak sonra devlet laik olduğu içın imam hatip diye bildiğimiz dini okulları ilahiyat fakultelerinide vs. de kapatacak veya hiç açmayacak ilk öğretim okullarına din kültürü öğtermenleri atamayacaktır çünkü buralar için de milli eğitim gibi bazı devletin ilgili kurumları bütçe ayırmalı devlette laik olduğu için bunları yapmayacaktır böylelikle yeni nesile din eğitimi verilemeyecek dinden git gide uzaklaşan yeni nesil dinini unutup dinsizleşecek dolayısıyla devletle birlikte halkta adım adım dinsizleşecek artık biryerden sonra ise din diye bir şey kalmayacaktır. Elbette bu işi yapmaya kalkan sivil toplum kuruluşları olacaktır vakıf dernek gibi ama bir yere kadar devletin kendi haline bırakıp karışmadığı bir şey nekadar süre ve sağlıklı devam edebilir. Bu laiklik kavramı dini ortadan kaldırmak için mason misyonerlerin adım adım gerçekleştirdiği planlı, projeli, dini, bir imha faaliyetidir. Aynı bir kanser gibi bu laiklik hastalığını devlete bulaştırıp sonrada yavaş yavaş devletin ayakta kalmasında, yaşamasında, büyümesinde, güçlenmesinde büyük etkisi olan devletin ruhu olan dini ortadan kaldırarak Müslüman toplumu dağıtmak, parçalamak, Müslümanların birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü bozmak sonucunda dünya ya kendilerinin hakim olması. Evet şimdi soruyorum laiklik dinsizlikmidir yoksa değilmidir buna siz kendiniz karar verin ben laiklik dinsizliktir demiyorum sadece laikliğin tanımını yapıyorum bunuda kitapların zaten yapmış olduğu tanımı aynen aktararak sadece bazı yerlere açıklık getiriyorum okadar. Şimdi soruyorum size madem laiklik böyle güzel birşeyde devletlerin örnek aldığı Amarika niçin laik değil? bakın Bay Hastert ne diyor: Bir kilisenin üyesi olmak, Pazarları ibadete gitmek, gönüllü olarak (özellikle din uğruna) başkalarına yardım etmek dinciler tarafından Amerika’nın şuuruna işlenmiş ve Amerika’lıların kendilerini “Allah’ın seçtiği” bir ırk olarak görmesinde büyük rol oynamıştır. Millet Meclisi başkanı Dennis Hastert partisinin son ara seçim başarısını bile bu görüşle eş kılmıştır. Bay Hastert, seçimle ilgili yaptığı açıklamada, seçim zaferinin Amerika’yı Hiristiyan prensiplerine bağlı olarak yönetmeleri için Allah’ın sunduğu bir armağan olarak gördüğünü söylemiştir. Öyle ise kanser bulaşmadan önlemini almak gerek bulaştıktan sonra vucudu çürütür ve nihayetinde öldürür aynı laiklik kanseri gibi bir devleti vucuduna birlik ve bütünlüğüne bulaştığı zaman yavaş yavaş o, devleti yani o, devletin toplumunu dinden uzaklaştırıp sonrada dini, devlet ve toplumundan öldürür Allah teala muhafaza etsin.